top of page
Writer's pictureDeniz Zeynep Akgiray

Yeni Dünya Düzeninde Duygusal Dayanıklılık

Her gün her birimiz farklı bir dünyaya uyanıyoruz. Zaman, İhtiyaçlar,  kavramlar, her şey hızla değişiyor.  İçinde olduğumuz dünyayı, dönemi anlamak için VUCA* tanımını yıllardır pek çok yerde duyuyor ve kullanıyoruz. Ancak yeni dünya düzeni ile bu tanım da artık işlevsiz kalmaya başladı, hatta yerini BANI * gibi yeni tanımlar alırken artık sadece belirsizlik, değişkenlik ve sürekli dönüşümden değil;  kırılganlık, anlaşılmazlık gibi kavramlardan da bahsetmeye başladık. Kısacası giderek daha kaotik hale gelen yeni bir dünya düzeni söz konusu.


Bu yeni dünya düzenine ayak uydurabilmek, hem bireylerin hem de kurumların kaçınılmaz bir gereksinimi olarak ortaya çıkıyor ki bu aşamada yeni beceri ve ihtiyaçlar daha da önem kazanıyor. Sizinle burada paylaşmak istediğim konu; 2024'e hızla girdiğimiz bu günlerde öncelikli ihtiyaçlarımızdan olan DUYGUSAL DAYANIKLILIK.


Resilience yani duygusal dayanıklılık, beklenmedik oluşumlar ve değişimler karşısında ayakta kalabilme, değişime etkin bir şekilde uyum sağlama ve gelişme becerisidir.


Duygusal dayanıklılığı, stres kaynakları karşısında iyi uyum sağlama, stres ile baş edebilme kapasitemiz kısaca ‘dayanıklılık, yılmazlık ’ olarak tanımlayabiliriz.


Ancak burada dayanıklılık ile bahsettiğim, “ben çok dayanıklıyım, güçlüyüm, zorluklar karşısında bana bir şey olmaz “ tarzında yılmaz bir yapı anlamını taşımıyor. Tam tersine zorluklar karşısında güçsüz olabileceğini kabul etme dayanıklılığın temelini oluşturuyor. Zor duygular ile uzlaşabilme ve bu yeni duruma esneyerek uyum sağlama şeklinde tanımlamak yerinde olacaktır.


Duygusal dayanıklılık; yoğun, zorlayıcı duygulara tepki vermek yerine cevap verebilmek becerisidir. Çok sevdiğim bir sözde yer aldığı gibi; “Meşe rüzgarla savaştı ve kırıldı, söğüt gerektiğinde eğildi ve hayatta kaldı”.


Duygusal dayanıklılığın temeli farkındalıktan geçiyor; zorlayıcı olaylar karşısında nasıl düşündüğünüz, hissettiğiniz ve ne tepki verdiğinizi fark etmek ve bu farkındalık için kendinize kulak vermek en birincil adım. Nitekim içinde olduğunuz durumu anlamanın, gerçeklerle yüzleşmenin yolu insanın kendine, otomatik davranışlarına, inançlarına farkındalıkla bakmasıyla mümkün olabiliyor.


Duygusal dayanıklılığı yüksek olan kişilerde gözlenen temel özelliklerden ilerleyecek olursak;


·       Dayanıklılık, gerçeklere objektif şekilde bakmak, olay ve durumu koşulsuz şartsız olduğu gibi değerlendirmek ve gerçeği kabullenmekle başlar. Bu noktada kendimize soracağımız ilk soru şu olacaktır: “İçinde bulunduğum durumun gerçeklerini anlıyor ve bu durumdan kaynaklanabilecek olası sonuçları olduğu gibi kabulleniyor muyum?”


·       Gerçeği kabullenmek ve anlamlandırmak arasında çok güçlü bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Genelde zorluklarla karşılaştığımız durumlarda kurban rolünün getirdiği  “Neden ben?” sorusuna kapılmak yerine duygusal dayanıklılığı güçlü olan kişiler “Bu sorun bana ne öğretti?” sorusunu sorarak ne öğrendiklerine odaklanır ve anlamlandırmaya çalışırlar. Anlam bulma sürecinde bize yol gösteren, hayatımızı yönlendiren ve bizi biz yapan temel değerlerimiz ön plana çıkar ki bunları keşfederken kendimize yönlendireceğimiz soru: “ Hayatımdaki varlık sebebim, misyonum nedir?” olacaktır.


·       Duygusal dayanıklılığı yüksek kişiler, en zorlayıcı durumlarda dahi ellerindeki imkanlarla toparlanma , iyileşme ve çözüm bulabilme becerisine sahiptirler. Karşılaştığımız zorlukları öğrenilmişlikler, alışkanlıklar ve otomatik tepkiler ile karşılamak yerine  kendimize “Şu anda iyi olan ne? Etki alanımda ne yapabilirim? ”sorusunu yönlendirerek bakış açısını değiştirmek, olumlu bir tutum benimsemek, zorluklar karşısında yaratıcı yeni bir çözüm üretmemize destek olur.


Peki bunu nasıl yapıyoruz? Nasıl duygusal açıdan esnek, dayanıklı ve istikrarlı olabiliyoruz? Tüm bu özellikleri geliştirip duygusal dayanıklılık seviyesini arttırmanın çeşitli yolları var, işte bunlardan başlıcaları:


·      Duygularınıza izin verin: Duygularımızı hissetmeye izin verip onlara alan açmakla başlayabilrsiniz.

·      Sosyal bağlarınızı güçlendirin : Güvenebildiğiniz bir destek sisteminin olması kendinizi duygusal olarak çok daha güçlü hissetmesiniz sağlıyor.

·      Bütüncül ( Zihin, beden, kalp ve ruh) sağlığınızı etkileyecek uygulama ve kişisel bakım pratiklerine yer verin.

·      Olumlu tutum benimseyin: Hayata iyi tarafından bakmak zorlu zamanlarda devam etmemizi sağlayan önemli bir özelliktir. Burada Polyannacılık oynamaktan değil, gerçekçi bir dünya görüşü ile olumlu olana odaklanmaktan bahsediyorum.

·      Kendinize karşı nazik olun: Kendinize bakmak, öz-şefkat uygulamalarında faydalanmak duygusal dayanıklılık için paha biçilmezdir.

·      Şükredin: Sizi iyi hissettiren, olumlu bakış açınızı destekleyen herşeyi düşünün ve minnettarlığınızı hatırlayın





Her birimiz için dayanıklılığımızı arttıran faktörler değişmekte olup kendimize uygun kaynakları belirleyerek duygusal dayanıklılığımıza yatırım yapmak yerinde olacaktır.


İş Yaşamında Duygusal Dayanıklılık


Duygusal dayanıklılık, iş dünyasında en çok aranılan özelliklerden biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle çok hızlı gelişmelerin yaşandığı bu dönemde kurumların çalışanlarından ‘duygusal dayanıklılık’ beklentileri oldukça yüksek. Ancak bu beceri kazanımı/gelişimi, her bir çalışanın tek başına sürdürmesi beklenilen, sadece eğitimler ile desteklenen bir süreç olarak görmek yanıltıcı olacaktır.


Kurum olarak çalışanların duygusal dayanıklılık sürecini destekleme niyetiyle

·      ortak değerler sisteminin oluşturulması ve bu değerlere her koşulda sahip çıkılması

·      Kurum strateji, vizyon ve misyonunun belirlenmesi ve çalışanlar tarafından benimsenmesinin sağlanması çalışanların duygusal dayanıklılıklarının artırılması açısından kritik önem taşımaktadır.


2024 yılının hepimiz için duygusal dayanıklılığımızın yüksek olduğu, umutlu bir yıl olmasını dilerim. Sevgilerle…,


Not: Bu blog yazısı Franklin Covey Türkiye sitesinde yayılanmak üzere Deniz Zeynep Akgiray tarafından hazırlanmıştır.

 

Ek açıklama:

*VUCA (Volatile, Uncertain, Complex, Ambiguous) yani değişken, belirsiz, karmaşık ve muğlak kelimelerinin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşan kısaltması

*BANİ (Brittle, Anxious, Non-linear, Uncomprehensive) yani kırılgan, endişeli, doğrusal olmayan ve anlaşılmaz kelimelerinin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşan kısaltması

10 views0 comments

Recent Posts

See All

Commentaires


bottom of page